PYHORAS (PİSAGOR) (İ.Ö.
596-500)
Samos’lu Pisagor’un,
İsa’dan önce 596 yıllarında doğduğu tahmin ediliyor. Doğumu gibi ölüm tarihi de
kesin değildir. Hayatı hakkında çok az bilgiler vardır. Bu bilgilerin birçoğu
da kulaktan kulağa söylentiler biçiminde gelmiştir. Yunan filozofu ve
matematikçisidir. Ülkesinde hüküm süren politik baskılardan kaçarak, İtalya’nın
güneyindeki Kroton şehrine gelmiş ve ünlü okulunu burada açarak şöhrete
kavuşmuştur.
Söylentilere göre,
Pisagor’un matematik, fizik, astronomi, felsefe ve müzikte getirmek istediği
yenilik, buluşlar ve ışıkları hazmedemeyen bir takım siyaset ve din yobazları
halkı Pisagor’a karşı ayaklandırarak okulunu ateşe vermişler, Pisagor ve
öğrencileri bu okulun içinde alevler arasında İ.Ö.500 yıllarında ölmüşlerdir.
Pisagor’un ve öğrencilerinin yaptıklarının birçoğu bu alevler arasında yok olup
gitmiştir.
Geometride, aksiyomlar ve
postülatlar her şeyden önce gelmelidir. Sonuçlar bu aksiyom ve postülatlardan
yararlanılarak elde edilmelidir düşüncesini ilk bulan ve ilk uygulayan
matematikçi Pisagor’dur. Matematiğe aksiyomatik düşünceyi ve ispat fikrini
getiren yine Pisagor’dur. Çarpma cetvelinin bulunuşu ve geometriye uygulanması,
yine Pisagor tarafından yapılmıştır. Yaşayış ve inanışı, ilimle açıklama ve
yorumlamayı o getirmiştir. Gerçel eksenin sayı sisteminde kullanılmasını
düşünmüştür.
Pisagor’un adını 2.600
yıldır andıran, onu ünlü yapan ve insanlığın varolduğu sürece de sonsuza kadar
da andıracak meşhur teoremi şudur: Bir dik üçgende, dik kenarlar üzerine
kurulan karelerin alanlarının toplamı, hipotenüs üzerine kurulan karenin
alanına eşittir. Pisagor teoremi, rasyonel sayılarla ölçülemeyen uzunluğun da
varolduğunu gösterir.
“Evrenin hakimi sayıdır.
Sayılar evreni yönetiyor.” Sözleri de Pisagor’a aittir.
Pisagor’un mistik tarafları
çoktur. Evren hakkında bugünkü gerçeklere uymayan düşünceler de ileri
sürmüştür. Bunları bir tarafa bırakırsak, yine yaşadığı çağa göre matematikçi
yönü çok ağır basar. Pisagor, Mısır’da ve Babil’de çok gezdi. Rahiplerden ilim
öğrendi. Yaşadığı çağ ve aldığı rahip eğitimini göz önüne alınırsa, bunda
yadırganacak pek bir şey yoktur. Matematiğe ispat fikrini getiren Pisagor için,
sosyal ve şahsi yaşantısı bu kadar eleştiriye değmez.
Pisagor’dan önce, geometride,
şekillerin aralarındaki bağlılıklar gösterilmeksizin elde edilenler, görenek ve
tecrübeye dayanan bir takım kurallardı. Bu nedenle, daha önce gelen bir yetkili
ne demişse o sürüp gidiyordu. Pisagor’un matematiğe ispat fikrini sokması bu
yüzden çok önemlidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder