Babası küçük bir
elektrokimya fabrikasının sahibi, annesi klasik müziğe meraklı eğitimli bir ev
hanımıydı. Lise öğrenimini 1894′te İsviçre’de tamamladı ve 1896′da Zürih
Politeknik Enstitüsü’ne (ETH) girdi. Okulu hiçbir zaman sevemedi. Gerçekten de,
genç Einstein’ın ileride ortaya çıkacak dehasının temelleri, kendisinin de
sonradan belirttiği gibi, okulda değil başka yerlerde atılmıştı.
1955′te hayata gözlerini
yumana kadar bilim dünyasına çok şey kattı. 1916′da yayımladığı “Genel
Görelilik Kuramı”, 1921′de “Fotoelektrik Etki ve Kuramsal Fizik" alanında
çalışmalarıyla aldığı Nobel Fizik Ödülü, dâhinin en önemli başarılarından
sadece ikisi ya bilinmeyen dünyası… Bern’de federal patent dairesinde görev
aldı. Bu görevden arta kalan zamanlarda çağdaş fizikte ortaya atılmaya başlanan
problemler üzerinde düşünme fırsatı buldu. Önce atomun yapısı ve Max Planck’ın
kuantum teorisi ile ilgilendi. Brown hareketine ihtimaller hesabını uygulayarak
bunun teorisini kurdu ve Avogadro sayısının değerini hesaplayarak teorisini
test etti. Kuantum teorisinin önemini ilk anlayan fizikçilerden birisi oldu ve
bunu ışıma enerjisine uyguladı. Bu da onun, ışık tanecikleri veya fotonlar hipotezini
kurmasını ve fotoelektrik olayını açıklayabilmesini sağladı.
1905 yılında “Annalen Der
Physik” dergisinde bu çalışmalarını açıklayan iki yazısından başka, üçüncü bir
yazısı daha çıktı ve bu yazıda görecelik teorisinin temelini attı. Teorileri sert
tartışmalara yol açtı. 1909′da Zürih Üniversitesi’nde öğretim görevlisi oldu.
Prag’da bir yıl kaldıktan sonra, Zürih Politeknik Enstitüsü’nde profesör oldu.
1913′de Berlin Kaiser-Wilhelm Enstitüsü’nde ders verdi ve Prusya Bilimler
akademisine üye seçildi. Bir bilim adamı olarak 1. Dünya Savaşı’nda tarafsız
kaldı. İlk eşinden Hans ve Eduard isminde iki erkek çocuk sahibi olan bilim
adamını 1914 yılında eşi terk etti. 1. Dünya Savaşı nedeniyle yiyecek kıtlığı
sırasında mide ağrıları çeken bilim adamına kuzeni Elsa bakmış ve ikinci
evliliğini Elsa ile yapmıştır.
Birçok özlü inceleme yazısı
yayımladı ve bunlarda teorilerini geliştirdi. 1921′de Nobel Fizik Ödülü’nü
kazandı.
5 Mayıs 1930 yılında
İngiltere Tıp Akademisi’nde “En İyi Doktor” ödülünü alırken şunları söyledi:
“Ben atomu insanlığa hizmet etmek için buldum. Onlar bomba yapıp birbirlerini
yok ettiler.”
Daha sonraki yıllarda da
“Bilim atom bombasını üretti, fakat asıl kötülük insanların beyinlerinde ve
kalplerindedir” diyecektir.
Albert Einstein, modern
zamanların en ünlü bilim insanı... Uzay, mekân ve zaman kavramlarını değiştiren
bir fizikçiydi. Dağınık saçları ve çorapsız giydiği ayakkabılarıyla hep göze
batan bu çok yönlü bilim insanı hâlâ bize bakıp bir şeyler fısıldamakta.
“Neden beni hiç kimse
anlamıyor, ama herkes beni seviyor?”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder